OLUMLU DÜŞÜN!
Kırmızının bu tonunu seviyordu. Koyu değildi ve parlak bir rengi vardı. Çok önemli bir inceleme yapıyormuşçasına parmakları arasında duran kalemi hafifçe çevirip inceledi. Ardından defterine yazdığı “yapılacaklar listesi” satırına yeniden baktı… Yine senenin o zamanlarıydı. Biri bitmek üzereyken, yenisi birkaç güne açılışını yapacaktı. Ayça için bu çalışma bir alışkanlık olmuştu. Takvimin bu dönemlerinde, geçmiş senenin muhasebesini yapar, yeni senede istediklerini listelerdi. Hevesle kullanmaya başladığı bu kırmızı kalem, önümüzdeki senenin ‘yapılacaklar listesi’ başlığını yazmaya uygun görülmüştü…
YAPILACAKLAR LİSTESİ
- Spora başlamak
- Bakımlı olmak
- Kilo vermek
- Annemle daha fazla ilgilenmek
- Seramik kursuna başlamak
- İngilizcemi ilerletmek
- Her hafta 1 kitap okumak
- Dolap düzenleri
- Yeni yerler gezmek
- Para biriktirmek – Lütfeeeen
- ….
- …
- …
Liste uzayıp gidiyordu.
Listesinin tamamlandığına inandıktan sonra altına büyük harflerle şöyle yazdı. “BU SENE AYÇA BUNLARI YAPMAYA SÖZ VERİYOR!!!”
Çok değil, birkaç sayfa öncesinde geçen senin listesi duruyordu. Sadece birkaç tanesinin yanına “+” işareti koyabilmişti. Hatta onlardan bir kaçı da başlayıp devam ettiremedikleriydi. Acaba bu sene yapabilecek miydi?
“Olumlu düşün Ayça” diye kendine telkinde bulundu. Sonuçta her şey olumlu düşüncede bitmiyor muydu? “Yapabileceğine inanırsan yapabilirsin” dedi kendi kendine. İçinde bulunduğu senenin maddeleri pek yapılamamıştı. Buna üzüldüyse de yeni listesini oluşturmuş olmak onu rahatlatmıştı. Karnının acıktığını hissedip masadaki çikolatadan ağzına bir parça attı. Nasılsa kilo verme işi yeni senenin hedefiydi. Şimdi yerse rejime başladığında aklı kalmamış olurdu. Gerçi, sene içinde pek çok hafta sonu da böyle geçmemiş miydi? Pazartesi rejime başlamaya niyet ettiği için, o hafta sonlarını sürekli yiyerek geçirmişti. Ne var ki pazartesi rejimleri sabah başlayıp öğlene varamadan bozuluyordu. Sonradan canım istemesin diye, önceden yediği onca şeyin lezzeti hiç de stoklanamamıştı. Ayça’ya kalansa giderek artan kilolardı. “Neyseee…” dedi kendi kendine.
“Olumlu düşün Ayça, hala olumlu düşünmeyi beceremiyorsun. Zaten bu sebeple kaybediyorsun.” diye kendine kızdı. Ve çikolatasını rahatça yemeye karar verdi. Sonuçta seneye yaşam tarzını düzene sokacaktı. Buna çok kararlıydı. Şimdi ise kendini rahat hissetmek istiyordu.
Ayça’nın seneye diye bahsettiği zaman hepi topu birkaç gün sonrasıydı. Peki o birkaç gün sonrasında değişen ne olacaktı?
Tarihi yazarken bir rakamı farklı yazıyor olmak gerçekten beni farklılaştırmaya yetebilecek miydi?
Ben kendimi değiştirmedikten sonra, yeni bir haftanın ya da senenin başlaması, bir şeyin bitmesi veya tamamlanması hayatımı değiştirebilecek miydi?
Olumlu düşünce dedikleri şeyin gerçeği neydi?
Bir şeyin bedelini erteleyip hazzını şu an yaşamaya çalışmak, anlık olarak vicdanımı rahatlatmak mıydı, yoksa bu olumlu düşünmek demek miydi?
Bir şeyin mücadelesine girmeden verilen bir karar, gerçek bir karar olabilir miydi?
Bir şeyin sonucunu istemekle, onu hedefe dönüştürmek arasında bir fark var mıydı?
Başlayamama problemi nasıl çözülebilirdi?
Başladıktan sonra istikrar nasıl sağlanabilirdi?
İrade neydi, nasıl gücü artırılabilirdi?
Ayça keşke bunların cevabını bilebilseydi…