İBRAHİM'İN ÖYKÜSÜNDE, ATEŞİN İÇİNDESİN...
İçindesin…
Şimdilik…
Ateşin içinde…
En korkabileceğin yerdesin…
Zulmün iliklere kadar işlendiği,
Zalimin haddi geçtiği yerdesin…
Ateşi yaktırdığı yerdesin Nemrut'un,
Gerçeği söyleyen ve yaşayan için...
Unutulduğu yerdesin şimdi,
İyiliğin ve güzelliğin…
Ortasındasın karmaşanın ve belirsizliğin…
Her şeyin birazdan bitecekmiş gibi göründüğü yerde…
İhtiyaç olduğu yerdesin ümidin.
İçindesin İbrahim’i attıkları ateşin,
Bıçağın kemiğe dayandığı yerdesin…
ALLAH’tan başka kimsenin olmadığı yerde…
Kimsesizliğin içinde ALLAH’ın sahiplendiği kimsesin…
İbrahim’in öyküsündesin…
Yüce dostun dostluğunu kazandığı yerde.
Diğeri ise;
Dışında ...
Şimdilik...
Ateşin dışında...
En güvende olduğunu zannettiği yerde.
Zulmün ona uğramadığı yerde,
Zalimin henüz ona temas etmediği yerde…
Haddi geçtiği yerde şimdi; eğlencenin ve eğlendiricilerin…
Ortasında; rahatlığın ve kendini kaybetmenin…
Her şeyin hep böyle devam edecekmiş gibi göründüğü yerde…
İhtiyaç olduğu yerde; uyanmanın ve dirilmenin.
Dışında İbrahim’i attıkları ateşin…
Zalimin ateşi yakmasına seyirci kaldığı yerde,
Kendisini Tanrı zannedenlerin olduğu yerde.
Şahit olduğu yerde ateşi körükleyenlere…
Odun toplayanların arasında ateşe,
ALLAH’ın unutulduğu yerde…
Kimsenin sahiplenmediği kimse kalabalığın içinde,
İbrahim’in öyküsünde,
Kazanabilecekken kaybetmişlerin yerinde…
Dışındasın,
Ateşin dışında…
En güvende olduğun yerdesin,
Öncesinde ve sonrasında…
Zalimin de zulmün de seninle ilgisi olmadığı yerdesin…
Sorumluluğu olanların yetkisini kullanamadığı yerde,
Sorumluluğun olmadığı halde sorumlu hissedensin…
Haddi geçtiği yerdesin şimdi küçük olanın, farkındalığının ve cesaretinin,
Ağzındaki bir damla suyla bir karıncanın ibret olduğu yerdesin…
Sorumluluğu olmayanın, sorumluluğu olana meydan okuduğu yerdesin,
Sınavsız olanın, sınavı görünce hayrete düştüğü yerde,
Sınavı olanın, sınavdan bihaber olduğu yerdesin…
Dışındasın İbrahim’i attıkları ateşin,
Zalimin yaktığı ateşe ağzında bir damla suyla gidensin...
Ortasındasın alay edilmenin ve küçümsenmenin,
‘Söner mi zalimin ateşi bir damla suyla hiç?’ diyenlerin,
İhtiyaç olduğu yerdesin tarafını belli etmenin…
Bir damla suyun büyüklüğünü göremeyenlerin olduğu yerde,
ALLAH’ın zerre iyiliğe şahit olduğu bilinçtesin…
İbrahim’in öyküsündesin,
Bir damlacık suyla yönünü ve samimiyetini belli edensin…
İbrahim’in ateşini söndüremezsin ama kendi ateşini söndürenlerdensin…
İbrahim’in öyküsündesin,
Bıçağın kemiğe dayandığı yerdeki kim?
Ateşin ‘serin ol’ emrini dinlediği yerde,
Allah’ın dostluğunu kazanan kim?
İbrahim’in öyküsündesin,
İbrahim’i ateşe veren eller kimin?
Ateşe odun toplayan kim?
Zalimden korkulan yerde ALLAH’ın dostluğunu kaybeden kim?
İbrahim’in öyküsündesin,
Karıncanın ağzındaki su damlası kim?
Dünyadaki en mutlu su damlası…
Küçük ama ALLAH katında razı olunası kim?
İbrahim’in öyküsündesin,
Ateşi söndürmeye niyetlenen karınca kim?
Alaycıların alayına rağmen yönünü belli eden kim?
ALLAH’tan korktuğu için İbrahim’i kurtarmaya giden
Ve asıl kurtarılan kim?
İbrahim’in öyküsündesin,
Kazanan kim...
Kaybeden kim?