BAĞ VARSA...
Bağ kurabilmek, konuşmacı olmaktan daha etkili...
Çünkü o insanla bağ kurabildiğinde onun dünyasına açılan kapıyı bulmuş oluyorsun ve etkileşim başlıyor.
Tek başına konuşmak, etkileşim için yeterli olmuyor.
Ama etkileşim varsa konuşmanın, bakışının, dokunuşunun anlamı karşındakine temas ediyor.
Yani senden çıkanların karşındakinin kulağına değil, kalbine dokunması…
Senden çıkan bir ifadenin, bir mimiğin gözüne değmesi değil; kalbine temas etmesi…
İncecik bir bakış…
Göz göze gelme…
Yüzündeki anlık bir tebessüm…
Veya gözlerindeki hayal kırıklığı…
Bütün bunları okuyan göz değil…
Göz görür ama anlayan, okuyan, idrak eden ise kalptir…
Senden çıkan mesajın paketi, karşındakinin kalbinde çözülür eğer bir bağ varsa…
Eğer bir bağ varsa aramızda,
Senin ruhundan çıkan mesaj, benim kalbime kadar ulaşabilir…
Aramızdaki kapalı kapılar açılır, düğümler çözülür, mühürler açılır…
Dokunduğun zaman kalbinde hissetmesi,
Ancak bağ varsa mümkündür…
Temas var ise bendeki anlamın sana geçmesine müsaade edilir.
O zaman fazla konuşmaya gerek kalmıyor...
Aramızdaki bağ birbirimizi anlamamız için yeterli etkiyi oluşturuyor...
Ve aramızda bir bağ yoksa,
Aynı odanın içinde de olsak bambaşka dünyalarda gibi hissediyor insan…
Bu yüzden,
Bir öğretmenin konuyu anlatmaktan daha öncelikli derdi, öğrencisiyle bağ kurabilmek olmalıdır.
Anne- babanın çocuğunu büyütmekten daha öncelikli oluşturması gereken şey güvenli bir bağdır.
Eşle aynı evi paylaşmaktan daha önemlisi, arada sağlam bir bağ kurabilmeyi öncelikli tutmaktır…
Çünkü güvenli bir bağlanma varsa ilişkide, insan karşıdakine olan direncini, hırçınlığını bırakır…
Dinleyen olur…
Etkileyen ve etkilenen olur…
Mühürler açılır, düğümler çözülür…
O yüzden anlatacaklarına takılma…
Güvenli bir bağ oluşturmaya odaklan…
Her kiminle uzun ömürlü bir ilişki niyetin varsa…
Müşterin…
Eşin…
Çocuğun…
Öğrencin…
Komşun…
Önce bağ kurmayı hedefle…
Bağ varsa herkes herkesi anlıyor…
Bağ varsa insan insanı yüceltiyor…
Peki, nasıl oluşur güvenli bağ?
İspata dayalı…
Peki, nedir onun ispatı?
Onun lehine olduğunun delilleri sende olmalı…
Onun için ortaya koyduğun fedakarlıklar bir delildir…
Ne olursa olsun yalan söylememen onu aldatmadığının delilidir.
Karşındaki küçük bir çocuk da olsa… Anlamadığını düşündüğün bir hayvan da…
Kendi ihtiyacın varken onun ihtiyacına odaklanman bir delildir…
Azıcık bir çıkar için onu ortada bırakmaman bir delildir…
Anlamak, onu merak etmek, onu öğrenmek istemek bir delildir…
Onu olduğu gibi kabul etmek, yaptığı hatalara bir süre sabredebilmek bir delildir…
Kendi nefsin için değil, onun için ona yaklaşmak bir delildir…
Kimseye bağımlı olma, kimseyi de kendine bağımlı kılma…
Onsuz yapabilir ol, sensiz yapabilir olsunlar…
Özgür ol, özgürleştir…
Seçenekleri olsun… seçeneklerin olsun…
Ve buna rağmen bağlı ol…
Çünkü bir gün herkes ölümle birlikte senden ayrılacak…
Geriye kalan o bağ ve üzerinde taşıdığı değerler olacak…
Ve bütün bunlar için,
Ana bağını,
Şah damarını,
Hiç kopmayacak olan yere bağla…
Çünkü o bağ sıkı olursa, başka dünyalara hakkıyla ve dengeyle girebilmen mümkün oluyor…
İşte o ana bağ,
Seni aşırılaşmaktan,
Karşındakini zorlamaktan,
Merhametsizlikten,
Bencillikten ve adaletsizlik yapmaktan koruyor…
Bu yüzden bağ kurmaya odaklanmak,
Anlatmaktan veya yakınmaktan daha etkili…